İstanbul’un kenar mahallerinden birinde yaşanan korkunç olay, çevre sakinleri tarafından alarm verdirirken, yetkililerin hızlı müdahalesi de dikkat çekti. Bir anne, doğum yaptıktan hemen sonra bebeğini çöp konteynerine attı. Olay, çevredeki yurttaşların dikkatli gözleri sayesinde büyük bir felakete dönüşmeden engellendi. Sağlık ekipleri, bebeği bulduktan sonra hastaneye kaldırdı. Ancak bu trajik durum, birçok soruyu gündeme getirdi: Annenin durumu neydi? Psikolojik sorunlar mı yaşıyordu? Bu kadar büyük bir çaresizlikle nasıl karşılaştı? İşte detaylar...
Olay, özellikle sosyal medyada çok sayıda insan tarafından tepkilere yol açtı. İki çocuk annesi olan, 27 yaşındaki G.K., sabah saatlerinde bir apartmanın arka kısmındaki çöp konteynerinde bir bebeğin olduğunu fark eden komşuları tarafından bulundu. Bu durum hemen polise ve sağlık ekiplerine bildirildi. Kısa bir süre içinde olay yerine gelen sağlık ekipleri, bebeği bulduğunda henüz canlı olduğunu tespit etti. Hemen hastaneye kaldırılarak gerekli tedaviye alındı.
Olayın ardından, bebeği atmış olan annesi G.K. için de soruşturma başlatıldı. Polis, kadını çöp konteynerinin yakınında yakaladı. Başlangıçta birden fazla sorunu olduğunu beyan eden G.K., bebeği bırakma sebebini “Çaresizlik” olarak açıklamaya çalıştı. Doğum eğitimi almadığını ve bu süreçte yalnız başına kaldığını söyleyen kadın, yardım çağrısında bulunduğunu ancak kimsenin yanına gelmediğini belirtti. Ayrıca, çok zor bir yaşam sürdüğünü ve maddi açıdan sıkıntılı günler geçirdiğini dile getirdi.
Bebek, hastanede sağlık ekiplerinin özenli takibi altında hızla iyileşirken, G.K., mahkemeye çıkarılmak üzere gözaltına alındı. Psikolojik bir değerlendirme için de hastaneye yönlendirilmesi düşünülen G.K.’nın, ciddi sorunlar yaşadığı zannediliyor. Uzmanlar, böyle bir durumda annelerin yalnız hissetmemesi için destek mekanizmalarının kuvvetlendirilmesi gerektiğini vurguladı. Bu tür olayların genellikle sosyal çevre ve aile desteğinin az olduğu durumlarda ortaya çıktığını belirten psikologlar, hatalı tutumların yerine doğru bilgilendirmenin yapılması gerektiğinin altını çizdi.
Olayın ardından, İstanbul Valiliği ve Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, benzer durumların önlenmesi için yapacakları çalışmalarla ilgili açıklamalarda bulundu. Bu tür durumların yalnızca bireysel bir sorun değil, toplumsal bir sorun olduğunu belirten yetkililer, toplumun nasıl bir dayanışma sergileyebileceğine dair adımlar atacaklarını ifade etti. G.K., yaptığı eylemin sonuçlarına katlanmak zorunda kalacak. Ancak bu olayın ardında yatan sebeplerin de gün yüzüne çıkması gerekiyor.
Şimdi gözler, G.K.'nın durumu ve bebeğin sağlığı üzerinde. Bebeğin hastaneden sağlıklı bir şekilde çıkmasının ardından, G.K. için ne tür bir ceza uygulanacağı ve akıbetinin ne olacağı merakla bekleniyor. Bebeğe hukuki bir koruma sağlanacak mı? Yoksa annesiyle yeniden bir araya getirilecek mi? Tüm bu sorular yanıt bulmaya çalışırken, olayın ardındaki gerçeklerin de açığa çıkması toplumsal bir heyecan yaratıyor.
Sonunda, her ne olursa olsun bu olay, toplumun daha fazla dikkat etmesi gereken bir konuyu yine gündeme getirmiş oldu. Annelere gösterilecek olan destek ve toplumun daha empatili bir yaklaşım sergilemesi gerekliliği, yaşanan bu korkunç hadisenin belki de en önemli derslerinden biri olarak kaydedilecektir. Bu olay, tüm kesimlere, başkalarının hayatlarının ne kadar önemli olduğunu hatırlatıyor. Her bireyin yalnızlık hissi ile nasıl da büyük bir çaresizlik durumuna düşebileceğini göstermesi açısından oldukça çarpıcıdır.