İran'ın karanlık suç geçmişinde son dönemde en dikkat çekici hikâyelerden biri, "Kara Dul" olarak bilinen bir kadının yıllar süren cinayet serüvenidir. İranlı bu kadının, başından geçen olaylar, kurbanlarını sistematik bir şekilde seçişi ve onlardan nasıl kurtulduğu ile ilgili detaylar, herkesin ilgisini çekmiş durumda. Özellikle, sahip olduğu "Kara Dul" lakabı, toplumda onu daha da gizemli bir hale getiriyor. Peki, bu kadının hain planını ve cinayetlerini nasıl gerçekleştirdiği hakkında bilmediğiniz şeyler neler? İşte tüm detaylar.
Hanife S., İran'da 1980'lerin sonlarından itibaren 11 erkeği birbiri ardına kendisine eş olarak alarak, hepsinin hayatına son verdi. Özellikle zengin erkekleri hedef alması, onun bu cinayetleri gerçekleştirmesini kolaylaştırdı. İlk olarak, sosyal medyada tanışarak kurbanlarını kendisine çekmeyi başardı. Ardından, her seferinde aynı senaryoyu izleyerek, onları baştan çıkardı. Zengin eşleri, büyüleyici davranışları ve cazibesiyle etkileyen Hanife, kurbanlarının güvenini kazandıktan sonra, yavaş yavaş zehirleme yoluna gitti. Zehirli maddeleri yemeklerine katarak ya da onların içeceğine gizlice ekleyerek, cinayetlerini hem planlı hem de korkusuz bir şekilde gerçekleştirdi.
Hanife S.'nin cinayetleri sadece aile üyelerine değil, aynı zamanda topluma büyük bir güven kaybına yol açtı. Eşlerinden biriyle boşanıp diğerine geçtikten sonra, bir süre dikkat çekmemek adına sakin bir yaşam sürmeye çalıştı. Ancak, cinayetlerinde kullandığı yöntemlerin benzerliği, sonunda güvenlik güçlerinin dikkatini çekti. Birkaç yıl süren araştırmalar sonucunda, Hanife yakalandı ve kısa sürede adalet önüne çıkarıldı.
Yargılandığı mahkemede, cinayetlerinin nedenlerini açıklarken, kendine özgü bir mantık yürüttüğünü söyledi. Cinayetleri, daha iyi bir hayat ve konfor elde etme arzusuyla yaptığını belirtti. Özellikle, bu süreçte kaybettiği eşlerinin maddi miraslarını elde ettikçe, yeni bir hayat inşa etmeye çalıştığını ifade etti. Bu açıklamalar, hem mahkeme hem de kamuoyunda büyük bir tepkiyle karşılandı.
Sonuç olarak, İran'da "Kara Dul" lakaplı Hanife S.'nin hikayesi, yalnızca bireysel bir suç olayı değil; aynı zamanda toplumsal dinamiklerin, kadınların statüsünün ve adalet sisteminin derin bir sorgulanmasına da yol açtı. Her ne kadar cinayetlerin ardındaki nedenler anlaşılsa da, Hanife'nin fiilleri toplumda kalıcı izler bırakmaya devam ediyor. Bu hikaye, hem adaletin nereye kadar işlediğini sorgulatıyor hem de bireylerin ahlaki değerlerinin sorgulanmasına kapı aralıyor. Kesinlikle hatırlanması gereken, "Kara Dul" Hanife'nin hikâyesi, toplum üzerindeki etkisi ile nesiller boyunca anlatılacak cinayettir.