Son yıllarda büyük şehirlerde artan kira fiyatları, birçok insanı alışılmadık yaşam tarzlarına yönlendiriyor. Modern yaşam koşullarının getirdiği zorluklar karşısında, pek çok kişi bütçelerini zorlamadan hayatlarını sürdürmek amacıyla alışılmışın dışında çözümler arıyor. İşte tam da bu noktada, 'bot yaşamı' ön plana çıkıyor. Her geçen gün daha fazla insan, kıyıya bağlı kıyıda veya suda yaşama tercih ederek hem az maliyetle hayatta kalıyor hem de özgür bir yaşam tarzını benimsiyor. Ancak, bu yaşam tarzının kendine özgü zorlukları ve avantajları bulunuyor.
Büyük şehirlerdeki konut fiyatları ve kiralar son yıllarda fırladı. Özellikle İstanbul, İzmir gibi yüksek talep gören şehirlerde, kiraların ortalama 30-40 binden başlayarak 100 bin liraya kadar çıkması, birçok insanı zor durumda bırakıyor. Bankaların düşük faiz oranlarına rağmen, alınan kredilerle ev sahibi olma hayali, giderek daha da uzaklaşıyor. Bu durum, uzun süre kirada kalmış olan kişiler için bile konut bulmayı zorlaştırırken, genç neslin kendi ayakları üzerinde durabilme hayalini sorgulamalarına neden oluyor.
Artan maliyetler ve geçim zorlukları, gençlerin veya çalışma hayatına yeni adım atan bireylerin yaratıcı çözümler aramasına sebep oluyor. Bu süreçte, bot yaşama tercih eden modern göçebeler, birçok insanın dikkatini çekiyor. Birçok genç, suda yaşamanın hem ekonomik bir çözüm sunduğunu hem de yaşam alanlarını özelleştirmelerine olanak tanıdığını düşünüyor. Ayrıca, bu yaşam tarzı, doğa ile iç içe olma fırsatı sunarak birçok kişi için huzur verici bir alternatif oluştuyor.
Botlarda yaşamanın en büyük avantajlarından biri, sahip olunduğunda karşılaşılacak olan rutin giderlerin oldukça düşük olmasıdır. Özellikle su ve enerji tüketimi, apartman yaşamına kıyasla çok daha az karşınıza çıkıyor. Ayrıca, bot yaşamı, sınırlı bir alan oluşturarak kişilerin gereksiz eşyalarını bir kenara bırakmasını sağlıyor. Bu durum, minimalist bir yaşam tarzını benimsemek isteyenler için son derece cazip bir seçenek haline geliyor.
Fakat, bot yaşamının kendi içinde zorlukları da mevcut. Sıcak su, tuvalet gibi temel ihtiyaçların nasıl karşılanacağı, zor hava koşulları veya suların dalgası gibi faktörler, can sıkıcı olabiliyor. Ayrıca, toplumsal normlarla ve birçok insanın geleneksel yaşam anlayışıyla çelişen bir yaşam tarzı olması, bazı kişilerin önyargılarıyla karşılaşabilme ihtimalini doğuruyor. Ancak modern göçebeler, bu zorluklara göğüs gererek kendi yaşamlarını kurmanın getirdiği özgürlüğü daha değerli buluyorlar.
Bunun yanı sıra, sosyal medya bu yenilikçi yaşam tarzının yaygınlaşmasını sağlıyor. Instagram, TikTok gibi platformlarda bot yaşamını deneyimleyen kişilerin paylaşımları, birçok gencin benzer bir deneyim yaşama isteği uyandırıyor. Doğayla iç içe, işten uzakta bir yaşam arayışı, giderek daha fazla kişinin ilgi alanına giriyor. Sonuç olarak, yüksek kira fiyatlarıyla mücadele eden bireyler, alternatif yaşam alanları arayışlarında bot yaşamını keşfetmeye yöneliyor. Bu durum, yüksek yaşam standartlarından feragat etmeden yeni bir yaşam biçimini keşfetmek isteyenler için büyük bir fırsat sunuyor.
Sonuç olarak, yüksek kira fiyatları ve buna bağlı olarak artan maliyetler, modern göçebelik fikrini yeniden gündeme getiriyor. Botlarda yaşamanın hem ekonomik hem de özgürlük vaat eden yanı, birçok birey için cazip bir alternatif oluşturarak, onları alışılmadık ama yaratıcı çözümler bulmaya teşvik ediyor. Gelecek yıllarda bot yaşamının daha fazla yaygınlaşması ve kabul görmesi bekleniyor. Böylelikle, modern göçebelik kavramı, sosyal dinamikleri ve yaşam standartlarını köklü bir şekilde değiştirebilir.